30 Mayıs 2010 Pazar

GAP Notları (2)

GAP Turumuzda Mardin'den sonra Peygamberler Şehri Şanlıurfa'ya doğru yola çıkıyoruz. Şanlıurfa'da İbrahim Peygamber'in doğduğu mağara, ateşe atıldığı yer, Balıklıgöl, Halil-ül Rahman Gölü, Ayn-El Zeliha Gölü ilk görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.
Eyüp Peygamberin 40 yıl çile çektiği Çile Kuyusu ve Eyüp Peygamber Makamı, Mevlid-i Halil Camii, Rızvaniye Camii, Kapalıçarşı, Kilimciler, İsotçular, Demirciler, Bakırcılar Çarşısı ve Gümrük Han mutlaka gezilmesi gereken yerlerdendir. Urfa'dan ayrılmadan önce mutlaka Kaleye çıkılmalıdır.
Urfa'ya gidince Sıra Gecesine katılmadan dönülmez. Yerel saz ekiplerinin ve sanatçıların, özel şovlar yapan davulcuların müziği eşliğinde yer sofralarında özel kurulan masada hazırlanan çiğ köftelerin eşliğinde unutulmaz saatler geçiriliyor.

Dünyanın ilk üniversitesinin bulunduğu Harran sizleri bambaşka bir dünyaya götürüyor. Dünyada 3 bölgede bulunan Konik Kubbeli Harran Evleri ve Harran'da korumaya alınmış olan
Ulucami kalıntıları, Höyük, Şehir surları, Kale ve geleneksel Harran evlerinin içlerini ziyaret ederek güzel bir Harran turu yapılabilir. Harran'dan sonra yol üzerinde GAP içerisinde en önemli proje ve ülkemizin elektrik ihtiyacının çok büyük bir kısmını üreten Atatürk Barajı karşınıza çıkıyor. 1992 yılından beri elektrik üreten bu devasa barajı gezerken gurur duyuyorsunuz.
Yeni rotamız Adıyaman ve Nemrut Dağı. Uluslararası Gezginler Birliği tarafından tüm dünyada her insanın ölmeden önce mutlaka görmesi gereken 100 noktadan birisi seçilen Nemrut Dağı sizi 2100 yıl öncesine götürüyor. UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınmış olan bu bölgede Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü ve Arsemia'yı gördükten sonra 2100mt.yükseklikteki Nemrut Dağına tırmanarak ulaşılıyor.
Kommagene Kralı Antiokhos'un kendi mezarı olarak yaptırdığı Büyük Tümülüse ulaşıp, Kuzey, Doğu ve Batı terasları ile insan büyüklüğündeki Tanrı heykellerini gördükten sonra Nemrut'ta eşsiz gün batımını seyretmek bambaşka bir duygu.
Yeni rota Anadolu'nun destan nehri Fırat'ta "dünya'da siyah gül'ün" yetiştiği tek yer olan Halfeti. Burada Fırat nehri üzerinde tekne turu ile eşsiz manzarayı, yerleşim yerlerini ve Rum Kaleyi görebilirsiniz. Halfeti'den sonra soyları tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan ve korunmaya alınan Kelaynak Kuşlarını görmek için mutlaka Birecik'e uğrayınız.

Turun son şehri Gaziantep. Zeugmadan çıkan birbirinden güzel ve büyük mozaiklerin bulunduğu Mozaik Müzesi bu şehirde görülmesi gereken ilk yerdir. Kale dibi mahallesinde Tarihi Antep'i gezmek, Bakırcılar çarşısını, bölgenin en ince geleneksel el sanatlarından olan Sedef işlemeye ait sanatçıların eserlerini görmek insana büyük bir mutluluk veriyor.

Bu kadar güzel ve birbirinden eşsiz gerek doğa harikasını, gerekse tarihi bünyesinde barındıran bu bölgede tabi ki eşsiz tadlarda karşınıza çıkıyor. Çeşit çeşit kebaplar, kuruyemişler, yöreye özgü tatlılar ve özel kahvesiyle GAP gerçekten anlatılmaz giderek yerinde yaşanır. Hepinizi bu bölgeyi gezmeye, görmeye ve eşsiz mutfaklarıyla tanışmaya davet ediyorum.

Perşembe gününe kadar iş seyahati nedeniyle İstanbul dışında olacağım için şimdiden herkese iyi haftalar. Hoşçakalın.

29 Mayıs 2010 Cumartesi

GAP Notları (1)

Geçtiğimiz hafta GAP'a düzenlenen bir tura katıldım. Görmek istediğim bölgelerden birine yaptığım bu tur rüya gibi geçti. Çok güzel anılarla ve harika yemeklerinden kalan tatlarla geri döndüm. Bu geziden kısa notları, çok sevdiğim o yörenin yemeklerinden tatları ve fotoğrafları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Turun ilk durağı Diyarbakır. Diyarbakır'da Anadolu'nun ilk camilerinden olan Ulu Cami görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğup, büyüdüğü ev Diyarbakır'da önemli ziyaret yerlerinden biri.


Çin Seddinden sonra dünyanın en uzun suru olduğu söylenen Diyarbakır surları, sur kapıları, Keçi Burcu ve 10 Gözlü Köprü de mutlaka görülmesi gereken yerler.


Diyarbakır'dan sonra rota Hasankeyf. Hasankeyf için yol alırken muhteşem süslemeli Akkoyunlu hükümdarı Zeynel Bey Türbesini mutlaka ziyaret ediniz. Ilısu Barajı'nın suları altında kalacak olan Hasankeyfi son görenlerden biri olacağını bilmek insana garip bir hüzün veriyor. Mutlaka görünüz.



Dicle nehrinin hemen kenarına kurulmuş, eski çağların fethedilemez kalesi Hasankeyf'te Şehir Kapıları, Aşağı Saray, Büyük Saray, Ulu Cami, Darphane, El-Rızk Cami ve ortaçağın en büyük köprüsünün kalıntıları karşınızda duruyor.Hasankeyf'ten ayrılıp, masal şehri Mardin'e yol alırken Süryani cemaatinin en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Midyat'a uğramadan geçmeyiniz. Şu anda pekçok ünlü diziye set görevi yapan bu tarihi yerleşim alanının çarşısında Süryani ustalarının ince ince işlediği ve tüm dünyada haklı bir üne kavuşan Telkari sanatının en güzel örneklerini bulabilirsiniz.



Neredeyse iki insanın yanyana yürüyemeyeceği kadar dar sokakları, sayısız ev altı geçit sokakları bulunan Mardin gerçekten insanı büyülüyor. Mezopotamya Ovasını görebileceğiniz Mardin'de Kasımiye Medresesi, Dayr'ül Zaferan Manastırı, Ulucami, Kırklar Kilisesi, eski bir Süryani Konağından çevrilen PTT binası mutlaka görülmesi gereken yerlerden sadece birkaçı.





Doğal bir film platosu haline gelen Mardin'in yemekleri ise başlı başına sanat eseri gibi. Mardin'in en ünlü yerel tatlarını sunan meşhur Cercis Murat Konağı Restorant'ından farkı kültürlerin karışımının ortaya çıkardığı Mardin Mutfağından işte sizlere derlediğim örnekler.


Mezeler:

Frik Salatası:Buğday, tavuk göğsü ile yapılıyor. Küflü Yoğurt:Kurutulmuş domates,süzme yoğurt'tan yapılıyor. Taşkırma Zeytin Salatası, Hibeş:Tahin, limonsuyu, sarımsak, kırmızı biber karışımı. Tebbel :Tahinli patlıcan salatası. Muammara:Peksimet, biber salçası, ceviz, sarımsak.Ekşimik patlıcan salatası, Albiber Ezmesi:Kurutulmuş domates salatası, Humus


Kitel Raha (Süryani İçli Köftesi)Bildiğimiz içli köftenin yassı olarak yapılanı ve üzerine sarımsaklı yoğurt ve biber sosu eklenmişi.


İrok:Kızartma içli köfte

Alluciye:Ekşili (yeşil erik) yahnisi


Kaburga Dolması


Harire:Tahin, pekmez, süt ve cevizden yapılıp dondurma ile servis edilen harika bir tatlı.



Sizleri bu güzel yemekler, tatlı ,sumak şerbeti ve kahve ile başbaşa bırakıyorum. Gezinin ikinci kısmı yarına . Hoşçakalın.

28 Mayıs 2010 Cuma

Kadayıflı Muhallebi

Hafta sonuna girerken sıcak günlerde ağır gelmeyen, hafif bir tatlı tarifi yakışır değil mi? Bugün yine yapımı çok kolay ama bir o kadar da hafif , tatlı krizine birebir gelen ve misafirlere de gönül rahatlığıyla sunabileceğiniz bir tarif vereceğim. Şimdiden afiyet olsun.



Malzemeler:

1 kilo süt
1 bardak un
1 bardak şeker
1 paket krem şanti
150-200 gr. kadayıf
İstenilen miktarda ceviz

Hazırlanışı:

Kadayıf bir tavada rengi dönünceye kadar kavrulur.(Kavurma işlemini fırında da yapabilirsiniz).
Diğer tarafta muhallebi hazırlanır. Muhallebi ılınınca içine bir paket krem şanti dökülür ve iyice karıştırılır. Kullanılacak kabın altına kavrulmuş kadayıf yayılır. Üzerine muhallebinin tamamı dökülür. Buzdolabına konulur ve iyice soğuması beklenir. Soğuduktan sonra servis öncesi kalan kadayıf üzerine yayılır ve kadayıfın üzerine de dövülmüş ceviz serpilir(ben çok ince dövülmüş ceviz sevmediğim için cevizleri iri parçalar halinde serptim)

AFİYET OLSUN

27 Mayıs 2010 Perşembe

İmambayıldı

Karnıyarıktan sonra sıra imambayıldı tarifinde. İmambayıldı sıcak günlerde iyi bir öğün alternatifi olup, bizde severek ve çok sık yenir.
Malzemeler:
6 patlıcan
2 tane kuru soğan
3 tane domates
5 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı toz şeker
tuz
1 demet maydonoz
zeytinyağı
Hazırlanışı:
Patlıcanlar alacalı soyulur. Uzunlamasına dörde bölünüp, dörde bölünen parçalar enine 3 parçaya ayrılır ve tuzlu suya konulur. Yarım saat tuzlu suda bekletilir ve kevgirde süzülür. Soğanlar piyazlık şeklinde doğranır. Tuzla ovulur, yıkanır ve süzülür. Domatesler rendelenir. Sarımsaklar ayıklanır. Maydonoz kıyılır. Hepsi karıştırılarak harç haline getirilir. Süzülen patlıcanlar tencereye konulur ve üzerine harç yayılır. Tuz, şeker ve zeytinyağı ilave edilir. 2 su bardağı su konulur. Kaynamaya başlayınca altı kısılır ve suyunu çekene kadar pişirilir.

AFİYET OLSUN

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Etli Biber Dolması

Biber Dolmasının zeytinyağlısını da, etlisini de çok severim ve yazın çok sık yaparım. Bugün yoğurdun çok yakıştığı tatlardan biri olan etlisinin tarifini veriyorum. Zeytinyağlısı da sırada.
Malzemeler:
1 kilo orta boy dolmalık biber
Yarım kilo dolmalık kıyma
1 büyük kuru soğan
1 su bardağı pirinç
1,5 yemek kaşığı salça
tuz
kuru nane
sumak
zeytinyağı
3 domates
Hazırlanışı:
Biberlerin sap kısımları içine bastırılarak çıkarılır, çekirdekleri temizlenir ve yıkanır. Bir kapta kıyma, küçük küçük doğranmış soğan, yıkanmış süzülmüş pirinç, 1 yemek kaşığı salça, tuz, nane, sumak karıştırılıp, dolma içi harcı hazırlanır. Biberler ağzına kadar gelmeyecek şekilde bu harc ile doldurulur, ağız kısmı domatesten hazırlanan minik kapakla kapatılır. Biberler tencereye yanyana dizilir. Sulandırılmış yarım çorba kaşığı salça, zeytinyağı tencereye eklenir. Biberlerin yarısına gelecek kadar su ilave edilir ve orta ateşte pişirilir. Yanında yoğurt ile servis edilir.
AFİYET OLSUN

25 Mayıs 2010 Salı

Frappe

Yunanlıların milli içeceklerinden, bizim çayımız gibi onların da yaz kış yılın her mevsimi, günün her saati sürekli içtikleri Frappe, iki sene önce Yunan Adaları'na tatile gittiğimizde gerçeği ile tanışıp çok beğendiğimiz ve sıcak yaz günlerinde severek içtiğimiz bir içecektir. Türkiye'de pekçok yerde yapılanların aslına benzemediğini, biraz değişime uğradığını gerçeğini içince anladık. (Burada içine dondurma eklenip, buz kalıpları atılıyor)Ben Türk kahvesini hiçbirşeye değişmem ama sıcak günlerde Türk kahvesine tek alternatif olarak Frappe'yi tercih ediyorum. Santorini'de bir cafe sahibinden aldığım tarifi sizlerle paylaşacağım. Sıcak günlerde afiyetle içiniz.

Malzemeler:
Kullanacağınız bardağın yarısını biraz geçecek kadar soğuk süt
2 tatlı kaşığı çözünebilir kahve(nescafe olabilir)
İstediğiniz kadar toz şeker(normali fazla tatlı olmayanıdır)
İstediğiniz kadar buz küpleri

Hazırlanışı:
Blendıra sütü, kahveyi, şekeri ve buzları koyup, buzlar iyice kırılıp, parçalanana kadar karıştırıyoruz. Buzları almadan karışımı bardağa döküyoruz. Blendırın dibinde kalan köpüğü kaşıkla bardaktaki kahvenin üzerine alıyor ve hemen servis yapıyoruz.
AFİYET OLSUN

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Zeytinyağlı İç Bakla

Geçtiğimiz perşembe sabahı uçakla Diyarbakır'a giderek başlayan ve pazar akşamı Antep'te biten bir GAP turundan pazar gecesi döndüm. Harika anılar, harika fotoğraflar, aşık olduğum mutfağından harika tatlar damağımda kalarak yeni bir haftaya başlıyorum. GAP turumla ilgili izlenimlerimi fotoğraflarımı toparlayınca hemen sizlerle paylaşacağım tabi ki yemeklerini de. Bu haftaya arşivimden bir tarif ile başlıyorum. Herkese iyi haftalar.

Malzemeler:
Yarım kilo iç bakla
1 tane kuru soğan
Yarım limonun suyu
Yarım çay bardağı zeytinyağı
1 çay bardağı toz şeker
2 su bardağı su
tuz
1 demet dereotu

Hazırlanışı:

Baklaların dış kabukları ayıklanır. Limonlu, tuzlu suya konulur ve yarım saat bekletilir. Doğranmış kuru soğan(isterseniz taze soğan da kullanabilirsiniz, ertesi güne kötü koktuğu için ben kuru soğanı tercih ediyorum) bir kapta zeytinyağı ile kavrulur. 2 bardak su ilave edilir, su kaynayınca içine 1 tatlı kaşığı limon suyu ilave edilip, süzülmüş baklalar, tuz, şeker eklenir ve kaynamaya bırakılır. Kaynamaya başlayınca altı kısılır ve su çekince altı kapanır. Üzeri dereotu ile süslenir ve servis tabağına alınır. Soğuyunca servis yapılır.

AFİYET OLSUN

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Çiğ Börek

Eskişehir'e gidip çiğ börek yememek ve bir çiğ börek ustasından tarif almamak olmaz. Bu nedenle hem çiğ börek yedim, hem de tarifi aldım. Size ustadan aldığım tarifi vereceğim. Yarın sabah oldukça erken bir saatte ülkemizin en güzel bölgelerinden birine gitmek için yola çıkacağım ve pazar gecesi döneceğim. Mutfağına aşık olduğum bu güzel bölgeden sanırım pekçok yerel tarifle geri döneceğim. Pazartesi görüşmek üzere şimdiden herkese iyi haftasonları.

Malzemeler:
İç harç malzemeleri:
250 gr. kıyma
1 adet kuru soğan
tuz
karabiber
yarım çay bardağı su
Hamur malzemeleri
4 su bardağı un
tuz
su
kızartmak için sıvı yağ

Hazırlanışı

Bir kapta kıyma, doğranmış soğan, tuz, karabiber ve su karıştırılarak iç harcı hazırlanır. Ayrı bir yerde un, tuz ve su kulak memesi kıvamına gelene kadar karıştırılır. Kıvamı tutan hamurdan parçalar koparılır. Bu parçalar unlu bir zeminde daire şeklinde açılır.(pasta tabağı büyüklüğünde olabilir) Açılan hamurun bir tarafına harçtan konulur ve hamurun diğer tarafı bu tarafın üzerine kapatılır. Çiğ böreklerin kenarları tabak kenarı ile kesilir. Üzerindeki unlar temizlenir. Önceden kızdırılmış yağa atılır ve pembeleşinceye kadar kızartılırlar. Ayran ya da çay ile sıcak sıcak servis edilir.

Meyveli Dondurma

Herkesin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun. Bugün gençlerin bayramı ve günü olduğu için evimizin genci olan kızım Ceren'in hazırladığı bir dondurmayı yayınlamak istedim.

Malzemeler:
1 top çikolatalı dondurma
1 top kaymaklı dondurma
1 top çilekli dondurma
istenilen miktarda çilek
istenilen miktarda frambuaz
istenilen miktarda yaban mersini

Hazırlanışı:

Bir süre buzdolabında bekletilip soğutulan dondurma kabına dondurmalar konulur.(sevdiğiniz farklı dondurma çeşitleri de kullanabilirsiniz)Üzerine meyveler eklenir ve hemen servis edilir.

AFİYET OLSUN

18 Mayıs 2010 Salı

Eskişehir Notları


Geçtiğimiz haftasonu Eskişehir turuna katılarak 2 günümü Eskişehir'de geçirdim.Çok güzel, temiz, modern ve üniversite gençliği nedeniyle cıvıl cıvıl bir şehir. Ben gezi blogu yazmadığım için size uzun uzun bilgi vermeyeceğim. Ama etkilendiğim ve mutlaka görmenizi önderdiğim yerleri çok kısaca anlatacağım ve tabi ki yenmesi gerekenleri sizinle paylaşacağım.


Eskişehir'e özgü lületaşı ile yapılan hediyelik eşyaları bulabileceğiniz Atlıhan ile hem alışveriş yapıp, hem birşeyler yiyip, içebileceğiniz eski bir hal binası iken restore edilerek açılan Haller Gençlik Merkezinde hem sevdikleriniz için hediyelikler alıp, hem de güzel vakit geçirebilirsiniz.


Odunpazarı Evleri içinde bulunan Türkiye'nin ilk cam sanatları müzesi olan Çağdaş Cam Sanatları Müzesindeki eserlere hayran kalacaksınız.


Eskişehir parklar cenneti. Heryer yemyeşil, ağaçlık ve tertemiz parklarla dolu. Özellikle sıcak günler de bile serin olan ve Eskişehir'i panoramik olarak görebileceğiniz Şelal Parkı, içinde suni bir plajın bulunduğu oldukça geniş bir alana yayılan Kentparkı ve tüm çevresini mini gezi treni ile gezebileceğiniz ve içinde korsan gemisi bile bulunan Sazova Bilim Kültür Sanat Parkını mutlaka görmenizi öneririm.



Porsuk çayı üzerinde tekne turu yapıp, şehrin her yerinde bulunan son derece estetik heykelleri mutlaka görmelisiniz. Porsuk çayı etrafına sıralanan cafelerde, barlarda, çay bahçelerinde ve lokantalarda günün her saati hoş vakit geçirebilirsiniz.


Eskişehir'e gidip, Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi Genel Müdürlüğünde(TÜLOMSAŞ) sergilenen Türkiye'nin ilk arabası Devrim'i görmemek olmaz.



Eskişehir'in simgesi haline gelen Odun Pazarı Evleri gerçekten çok etkileyici. Hangi eve bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Türkiye'nin en büyük yenileme projesi olan Odun Pazarı Evleri gerçekten bize tarihten kalan bir armağan. Bu bölgeden ayrılmak istemedim.




Bu kadar gezdik, yorulduk acıktık haydi yemek yiyelim. Eskişehir deyince ilk akla gelen Çiğ Börek. Çiğ Börek yemeden şehirden ayrılırsanız geziniz tamamlanmamış olur. Ayrıca dövülmüş bademli keşkül, haşhaşlı ekmek(haşhaşlı çörek) ve Eskişehir'e özgü Met Helva'yı yemenizi öneririm.













17 Mayıs 2010 Pazartesi

Tatlı (sweet) Blog Ödülüm

Haftasonu Eskişehir'de olduğum için bloguma ancak bakabildim. Bakınca da çok çok mutlu oldum. Sevgili Nilay, sevgili Aslı ve Fuat Bey beni çok onurlandıran çok tatlı bir ödül vermişler. Hepsine çok teşekkür ederim. Gerçekten çok mutlu oldum. Ben de bu ödülümü beni takip eden, yorum yazan yazmayan tüm izleyicilerime armağan ediyorum.Sevgilerimle...

Herkese iyi haftalar.

14 Mayıs 2010 Cuma

Karnıyarık


Yazın can simitlerinden biri de patlıcandır. Etlisi, zeytinyağlısı, salatası, dolması derken yaz bitiverir. Patlıcanın en çok hangi yemeğini daha çok sevdiğime bir türlü karar veremem ve hiçbiri arasında bir ayrım yapamam. Patlıcan yemekleri tariflerime bugün Karnıyarık ile başlıyorum ve diğerleri de ilerleyen günlerde gelecek. Bu haftasonu İstanbul dışında olacağım için şimdiden herkese iyi haftasonları.
Malzemeler:
6 tane patlıcan
300 gr.kıyma
1 tane kuru soğan
2 tane domates
1 tatlı kaşığı salça
zeytinyağı
tuz
1tatlı kaşığı toz şeker
bir kaç sap maydonoz
Hazırlanışı:
Patlıcanlar yıkanır ve alacalı olarak soyulur. Tuzlu suda yarım saat bekletilir. Sudan çıkarılıp, süzülür. Ortadan uzunlamasına yarılır ve bir tencereye dizilir. Ayrı bir kaba ufak ufak doğranmış soğan, kıyma, küçük küçük doğranmış domates, salça, tuz ve şeker konulur ve iyice karıştırılır. Patlıcanların yarılan ortaları açılarak bu karışımdan doldurulur. Patlıcanlar bir tencereye alınır, sulandırılmış salça ve 3 bardak su konulur ve ocağa konulur. Kaynamaya başlayınca altı kısılarak suyunu çekene kadar pişirilir. Servis tabağına alınır ve maydonoz ile süslenerek servis edilir.
AFİYET OLSUN

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Mozarellalı Semizotu Salatası


Pazarda tazecik, körpe semizotuları görünce dayanamadım hemen aldım ve eve gelir gelmez salatasını yapıverdim. Diyet yapanlara tek başına bir öğün, kilo sorunu olmayanlara yemekte salata niyetine. Afiyet olsun.
Malzemeler: 4 kişilik
1 demet semizotu
8 kiraz domates
1 top mozarella peyniri
4 tane sivri yeşil biber(acı sevmeyenler çarliston biber kullanabilir)
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 diş sarımsak (ben ertesi gün işe gittiğim için kullanmadım)
3 yemek kaşığı limonsuyu
tuz
karabiber
Hazırlanışı
Semizotu yıkanır, suyu süzülür. Elle iri parçalara koparılıp bir kaseye konulur. Ortadan ikiye bölünmüş kiraz domatesler ve doğranmış yeşil biberler de kaseye eklenirler. Ayrı bir kapta zeytinyağı, tuz, limonsuyu karıştırılır. İçine sarımsak rendelenir. Bu sos salataya dökülür ve karıştırılır. Küp küp doğranmış peynirler salatanın üzerine serpiştirilir, karabiber ekilip servis edilir.
AFİYET OLSUN

11 Mayıs 2010 Salı

Girit Kabak Dolması


Çok güzel ama bir o kadar da yoğun bir haftasonu, ardından Pazartesi sabahı 07:00 uçağı ile Trabzon'a uçuş, tüm gün toplantı, akşam 20.30 uçağı ile İstanbul'a dönüş ile haftaya başladım ve sizlere ancak iyi haftalar diliyorum. Sıcak bir hafta bizi bekliyor. Bu sıcak haftayı sebze yemekleriyle geçirmek gerekiyor. Bu nedenle hem görüntüsünü, hem de tadını çok sevdiğim ve yoğurtla beraber yendiğinde son derece hafif ve sağlıklı olan girit kabak dolması tarifini veriyorum.
Malzemeler:
1 kg. kabak
250 gr. dolmalık kıyma
1 çay bardağı pirinç
2 adet kuru soğan
3 sap taze nane (taze nane yoksa 1 yemek kaşığı kuru nane)
1 çay kaşığı sumak
2 yemek kaşığı domates salçası
tuz
karabiber
zeytinyağı
3 tane domates
Hazırlanışı
Kabaklar yıkanır, dışları kabak soyacağı ile tırtıklı olarak soyulur, içleri kabak oyacağı ile boşaltılır. Kabakların tepeleri şapka şeklinde kesilir, iç kısmı hafifçe oyulur. Bir kaba kıyma, doğranmış soğan, yıkanmış pirinç, ince kıyılmış nane, sumak, tuz, biber, zeytinyağı ve 1 yemek kaşığı salça konur ve hepsi iyice karıştırılarak dolma içi hazırlanır. Hazırlanan bu iç, kabakların içine üst tarafta biraz boşluk kalacak şekilde doldurulur. Bu boşluğa bir domates dilimi konulur.
İçi hafifçe oyulan şapka şeklindeki kapak domates diliminin üstüne kapatılır. Kabaklar bir tencereye sıkıştırılarak dizilirler. 1 yemek kaşığı salça biraz su ile sulandırılarak tencereye konulur. Kabakların yarısına gelecek şekilde tencereye su eklenir ve kısık ateşte kabaklar yumuşayıncaya ve dolma içi pişinceye kadar pişirilir. Yoğurt ile servis edilir.
AFİYET OLSUN

9 Mayıs 2010 Pazar

Fondü


ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
Başta annem olmak üzere tüm annelerin Anneler Gününü kutlarım. Sadece bir günle kısıtlı kalmayıp her an hatırlayıp, yanlarında olmamız gereken annelerimizin ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. En azından sevgimiz sunup, her an yanlarında olduğumuzu hissettirmemiz gerekir. Bu güzel günde ben de tüm annelere bu çilekli fondüyü armağan ediyorum.
Malzemeler:
160 gr. bitter çikolata
Yarım su bardağı (125 ml) süt
İstenilen adette çilek
Hazırlanışı
Çikolata benmari *usulde eritilir. Çikolata tamamen eriyince içine yavaş yavaş karıştırılarak süt eklenir. Sosun kıvamı olunca fondü kabına dökülür. Fondü kabının altındaki mum yakılır ve sosun sıcak kalması sağlanır. Yıkanıp bir kaba alınmış çileklerle servis edilir. (İsterseniz çilekle beraber muz, kivi gibi farklı meyveleri de kullanabilirsiniz)
AFİYET OLSUN
*Benmari usulu: Bir tencereye su konur ve kaynatılır. Bu tencerenin üzerine başka bir kap oturtulur. Bu kabın tabanının suya değmemesi gerekir. Kabın içine konulan çikolata alttan gelen su buharı yardımıyla yanmadan ve tadı bozulmadan erir.

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Patates Salatası



Herkese iyi haftasonları. Bugün hem tek başına yenilenebilen, hem de yemeklerin yanında salata olarak sunulan patates salatasının tarifini vermek istiyorum. Hazırlanması son derece kolay olan özellikle barbekülerde tavuk kanatın, etlerin vazgeçilmezi olan patates salatasını sanırım sevmeyen yoktur. Hem yemekler de, hem de çay saatlerinde yenilebilmesi onu sofraların vazgeçilmezlerinden biri yapmaktadır. Şimdiden afiyet olsun.
Malzemeler:
5 adet patates
3 adet domates
5 yaprak kıvırcık salata
yarım demet taze soğan
yarım demet maydonoz
Sosu için:
Zeytinyağı
1 limonun suyu
Sumak
Nane
Tuz
Hazırlanışı:,
Patatesler yıkanır ve haşlanır. (Pişip, pişmediklerini anlamak için bir bıçak batırılır. Eğer bıçak ortasına kadar rahatça giriyorsa pişmiş demektir) Haşlanan patatesler soyulur ve doğranırlar. Ayrı bir kapta yıkanan diğer yeşillikler ince ince doğranırlar ve patatesin içine eklenirler. Küçük bir kaba limonun suyu sıkılır, zeytinyağı konulur ve içine baharatlar eklenir. Hepsi çırpılır ve patates salatasının üzerine dökülür. Salata iyice karıştırılarak sosun ve tüm yeşilliklerin patateslerle karışması sağlanır. Hazırlanan salata 1 saat dinlendirilir ve servis yapılır.
AFİYET OLSUN


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...