29 Kasım 2012 Perşembe

Mantarlı Şehriye Pilavı

Lodoslu bir İstanbul akşamından herkese merhaba. Çorbaların vazgeçilmezi şehriye girdiği her yemeğe ayrı bir lezzet katıyor. Özellikle salata ve pilavlara çok yakışan şehriyeye bu pilavda mantar eşlik ediyor. Afiyet olsun.
Malzemeler:
1 su bardağı arpa şehriye
250 gr. mantar
1 adet kırmızı biber
1 adet çarliston biber
1,5 su bardağı sıcak su
zeytinyağı
tuz
Hazırlanışı:
Zeytinyağı  bir tencerede ısıtılır. Şehriyeler ilave edilip, rengi dönene kadar kavrulur. Şehriyelerin rengi dönünce doğranmış mantarlar,  yıkanıp, ayıklanmış ve ince ince doğranmış kırmızı  biber ve çarliston biber de  tencereye konulur ve birlikte bir iki çevrilir. Tuz ve sıcak su ilave edilir. Kısık ateşte şehriyeler suyunu çekene kadar pişirilir. Altı kapatıldıktan sonra biraz demlendirilir ve servis yapılır.
AFİYET OLSUN.

26 Kasım 2012 Pazartesi

Milföye Sarılı Tavuk Baget

Herkese güzel bir hafta dilerim. Bu akşam sizlere   ev halkına farklı bir tat sunmak ya da  misafirlere değişik bir sunum yapmak isterseniz kolayca hazırlayabileceğiniz bir tarifim var. Özellikle çocukların favorisi olan bu tavuğu ister pilavla, ister patates kızartması ya da püre ile isterseniz de benim gibi milföy zaten hamur olduğu için sadece bir salata ile sunabilirsiniz. Afiyet olsun.
Malzemeler : ( 3 kişilik)
3 adet  tavuk baget
3 adet milföy hamuru
1 yumurtanın sarısı
tuz
karabiber
kekik
alüminyum folyo
Hazırlanışı:
 Tavuk bagetler yumuşayıncaya kadar haşlanır ve soğumaya bırakılır. Soğuyan bagetlerin istenirse derileri soyulur  ve  her tarafına  tuz, karabiber ve kekik   serpilir. Saplara  folyo sarılır. Milföy hamurları şerit halinde kesilir. Şeritler bagetlerin folyo sarılı uç kısmından başlıyarak birbirinin üzerine gelecek şekilde  tepeye kadar sarılır. Bagetler  her tarafı şeritlerle sarılınca yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine konulur ve üzerlerine yumurta sarısı sürülür. Önceden ısıtılmış fırında 180 'C'de üzerleri kızarıncaya kadar pişirilir. Üzerleri kızarınca fırından alınır ve sıcak olarak  servis edilir.
AFİYET OLSUN.

21 Kasım 2012 Çarşamba

Brokoli Salatası

Herkese güzel bir akşam dilerim.  Özellikle et, tavuk yemeklerinin yanına çok yakışan bir salata tarifim var bu akşam. Yemeklerin yanında salata olarak yenildiği gibi bu salata tek başına da bir öğün olabilir. Salatanın içine konulan malzemeleri isteğinize göre arttırabilirsiniz. (Ben kış geldiği için domates, salatalık gibi yaz sebzelerini soframdan kaldırdım ama siz isterseniz onları da salatanıza katabilirsiniz)
Afiyet olsun.
Malzemeler:
1 küçük brokoli
istenilen miktarda haşlanmış  mantar
İstenilen miktarda havuç
istenilen miktarda haşlanmış bezelye
istenilen miktarda haşlanmış patates
tuz
1 limonun suyu
zeytinyağı
1 diş dövülmüş sarımsak
Hazırlanışı:
Yıkanıp, ayıklanıp çiçeklerine ayrılan brokoli buharda haşlanır. Haşlanan brokoli küçük parçalara ayrılır. Bir kaba konulan  brokoli çiçeklerine önceden haşlanan bezelye, küçük küçük doğranan haşlanmış  mantar,  haşlanmış patates ve havuç eklenir. Diğer tarafta limonun suyu, tuz, zeytinyağı ve dövülmüş sarımsak iyice karıştırılıp salatanın sosu hazırlanır. Salataya dökülür salata harmanlanır. Servis tabağına alınarak servis yapılır.
AFİYET OLSUN.

19 Kasım 2012 Pazartesi

Karnabahar Çorbası

Herkese güzel bir hafta dilerim. Kışın en güzel ama  en bahtsız sebzelerinden biri Karnabahar'dır. Çok yararlı olan bu sebze ne yazık ki fazla sevilmemektedir. Son derece faydalı olan bu sebzenin bugün çorbasının tarifi var. Daha önce yayınladığım karnabahar tariflerime karnabahar salatası, fırında mozerella peynirli karnabahar,  fırında kıymalı karnabahar tıklayarak ulaşabilirsiniz. Tarifimin hafif ve sağlıklı olması için süt kullandım siz isterseniz krema ya da yoğurt kullanabilirsiniz.
Malzemeler:
1  küçük karnabaharın yarısı
1 yemek kaşığı pirinç
1 bardak süt
zeytinyağ
5 su bardağı su
tuz
Hazırlanışı:
Ayıklanıp yıkanan karnabahar çiceklerine ayrılır ve küçük küçük doğranır. Tencerede ısıtılan zeytinyağına eklenen doğranmış karnabahar  sotelenir.(İsterseniz önden haşlayıp, suyunu döküp  ardından zeytinyağında soteleyebilirsiniz) 5 su bardağı su ve ıslatılmış pirinçler  konulup kısık ateşte  20 dakika  kaynamaya bırakılır. Süt  ve tuz ilave edilip bir iki taşım daha kaynatılır.(Ben karnabaharı tane tane olarak bıraktım isterseniz blenderda püre haline getirip sütü ardından ekleyebilirsiniz.) Kaynadıktan sonra altı kapatılır  üzerine kuru nane  serpilip sıcak sıcak servis edilir.
AFİYET OLSUN.


16 Kasım 2012 Cuma

Marmelatlı Kurabiye


Herkese güzel bir akşam dilerim. Haftasonu çayınızın,  kahvenizin yanında yiyebileceğiniz,  konuklarınıza ikram edebileceğiniz bir kurabiye tarifim var bu akşam. Kurabiye için  istediğiniz marmelatı kullanabilirsiniz ben marmelat olarak  bu hafta  farklı tariflerini verdiğim Trabzon hurmasının marmelatını kullandım.



Malzemeler:
250 gr. margarin
1 su bardağı pudra şekeri
1 adet yumurta
aldığı kadar un
1 çak kaşığı kabartma tozu
Trabzon hurması marmelatı
Hazırlanışı:
Bir kabın içerisinde oda sıcaklığında yumuşamış olan margarin ile pudra şekeri karıştırılır. Yumurta karışıma eklenir. Azar azar un eklenir (kulak memesi kıvamına gelene kadar un eklenir) kabartma tozu konulur hepsi karıştırılıp, yoğurulur. Yoğurulan hamur  nemli bir beze sarılır ve bir saat buzdolabında dinlendirilir. Dinlendirilen  hamurdan küçük parçalar koparılır ve yuvarlanır. Ortalarına bastırılarak ufak çukurlar oluşturulur. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirilir ve önceden ısıtılmış fırına konulur. 180 C'de üzerleri çok hafif pembeleşinceye kadar pişirilir. Fırından çıkarılıp ılıtılır. Ilınınca çukurlara marmelat doldurulur ve çay ya da kahve ile servis edilir.
AFİYET OLSUN.

Barselona (4)


Barselona'ya imzasını atan Gaudi'nin en önemli eserlerinden biri de Casa Mila’dır. Casa Mila, Sagra Familia’dan sonra en çok dikkat çeken ve en çok övgüyü hak eden modernist yapıdır.



Yapının dış cephesi kireç taşından yapılmıştır, dalgalı bir yapıya sahiptir ve hiç düz duvarı yoktur. Ferforjeden yapılmış balkonları vardır. Casa Mila’nın çatısı ve bacaları Barselona’nın simgelerinden biri hâline gelmiştir. Yapı 1980’lerde oldukça bakımsız kalmış, dış cephedeki seramik parçacıkları kirlenmiş, çoğu kaybolmuş ve kireç taşı hava kirliliğinin etkisiyle is tutmuştur. 1990’ların ortasında bina bakıma alınmış, bütün seramikler tek tek temizlenmiş, kaybolan taşların benzerleri yerine yerleştirilmiş ve dış cephedeki is lekeleri temizlenmiştir.Ön cepheden bakıldığında bina sanki kayanın içine oyulmuş hissi verir, binanın La Pedrera adı da buradan gelir; “la pedrera” Katalanca’da taş ocağı demektir.


Binanın terasındaki havalandırma kuleleri, bacalar ve merdivenler de sıradışı bir mimarinin eseridir. Yoldan görünmemelerine rağmen bu yapılar için bile mozaik süslemeler kullanılmıştır. Terasın tasarımında da dış cepheyle uyumlu dalgalı bir tasarım uygulanmıştır. Terasta 12 adet baca bulunur. 12 adet olmalarının sebebi ise; Gaudi’nin 12 Havari’ye gönderme yapmasıdır. 









Terastan muhteşem bir Barselona manzarası izlenir. Ayrıca yazları burada caz performansları dinlenebilir.







Gaudi’nin sadece dış cephesini ve iç tasarımını yaptığı Casa Batllo, Barselona'nın dikkat çekici bir yapısıdır ve 2005’te UNESCO Dünya Mirasları arasına girmiştir. 


Modernizmin baş yapıtlarından biri kabul edilen bu yapı, ön cephesinde pek çok sembol barındırır. Yapının süslenmesinde Gaudi, genelde en çok kullandığı materyalleri kullanmıştır; çatıda seramik parçacıkları ve ön cephede mozaikler. Gaudi’nin tarzını en iyi yansıttığı yapılardan biri olan Casa Battlo kıvrımlı dış hatları, kullanılan farklı dokuları, malzemelerin kullanılışı ve parlak renkleriyle önünden geçenlerin dikkatini hemen üzerine çeker.



Dış cephede deniz sembolize edilmiştir, sanki güneş ışınları bir havuza vurmuş gibi bir görüntü elde edilmiştir. Parabolik şekilli çatısı ve bacalarıyla inanılmaz bir görünüme sahip bu yapıyı özellikle gece ışıklandırıldığında görülmelidir.







Barselona’nın en çok ziyaret edilen ve mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de Picasso Müzesidir.  Carrer Montcada üzerindeki beş adet Orta Çağ sarayının birbirine bağlanmasıyla kurulmuş olan müzenin 3 sarayı sürekli sergi olarak Picasso’nun 3000‘den fazla eserini barındırır. Diğer iki sarayda süreli sergilere yer verilir. Bu müze, Paris’tekinden sonra, en büyük Picasso müzesidir.






Picasso, 1895-1904 yılları arasında Barselona’da yaşamıştır ve bu dönemde empresyonizm ve sembolizm  akımının etkisinde kalmıştır. “Mavi dönemim” dediği eserlerini de yine Barselona’da yaratmıştır. Müzede bu dönemlerden eserleri görmek mümkündür. Müze 1962 yılında ressamın eserlerinin erken dönem örneklerinin toplanmasıyla kurulmuştur. 1981 yılında Picasso’nun eşinin müzeye Picasso’nun seramik çalışmalarını bağışlamasıyla müzenin içeriği genişlemiştir.




İspanya’nın olmasa olması Flamenko gösterisi izlemek için Barselona’da pek çok seçenek var. Turistik  amaçlı olan ve biraz gerçeğinden uzaklaşmış gösteriler olduğu gibi yerel,  gerçek flemenko izleyebileceğiniz yerlerde mevcut.






Yerel gerçek gösteri için en iyi yer Palacidio Del Flamenco’dur. Gerçek Flamenko sanatçıların olduğu bu yerde en iyi dans ve şovu seyredebilirsiniz. (Carrer de Balmes, 139, 08008 Barcelina, Barcelona, İspanya)














13 Kasım 2012 Salı

Hurmalı Milkshake

Herkese güzel bir akşam dilerim. Hurma tariflerime devam ediyorum. Trabzon hurması marmelatı ve Hurma tatlısı  tariflerinden sonra bu akşamda hurmalı bir içecek tarifim var. Alternatif bir meyve suyu olarak hazırlayacağınız  bu içecek hem lezzetli hem de sağlıklı. Afiyet olsun.
Malzemeler:
1 adet olgun Trabzon hurması
1 su bardağı süt
1 çay kaşığı tarçın
Hazırlanışı
Yıkanıp, kabukları soyulup, çekirdekleri çıkarılan hurma  blendra konulur. Süt ve tarçın da blendra konulup hepsi karıştırılır.( Hurma tatlı olduğu için şeker konulmaz ama şekeri az gelirse ağız tadınıza  göre şeker ekleyebilirsiniz) Bardağa alınan milkshake hemen servis edilir.
AFİYET OLSUN.

12 Kasım 2012 Pazartesi

Trabzon Hurması Marmelatı


Herkese güzel bir hafta dilerim. Geçtiğimiz haftaki  postumda belirttiğim gibi kızıma Trabzon hurmasını yedirebilmek için hurmayı pek çok şekle sokuyorum    Hurma Tatlısından sonra bugün de Trabzon hurmasından yaptığım marmelat var. Bu marmelatın tadının bu kadar güzel olacağını tahmin etmiyordum. Evde yenmemiş ve iyice olgunlaşmış hurmalarınız varsa onları tüketmeniz için  güzel bir alternatif olan (yapımı çok kolay ve kısa olan) bu marmelatı  denemenizi öneririm. Bu arada  hurmalı tariflerim  devam edecek. Afiyet olsun.
Malzemeler:
3 adet olgun Trabzon hurması
1 su bardağı toz şeker
2, 3 damla limon suyu
Hazırlanışı:
Ayıklanıp, yıkanıp, kabukları soyulan hurmaların çekirdekleri çıkarılır ve blender ile püre haline getirilir. Bir kaba alınan püre şeklindeki hurmaya şeker ilave edilir  ve kaynatılır (su konulmaz) Kaynamaya başlayıp kıvama gelince  2, 3 damla limon suyu  ilave edilir ve bir iki taşım daha kaynatılır. Altı kapatılır. Kavanozlara alınır ve soğuması beklenir. Soğuyunca ağızları kapatılır. İstenirse tencerede soğutulup kavanozlara alınabilir.

AFİYET OLSUN.

9 Kasım 2012 Cuma

Hurma Tatlısı

Herkese güzel ve hayırlı bir Cuma günü dilerim. Mevsimin en güzel meyvelerinden biri olan  Trabzon Hurması   ne yazık ki pek çok kimse tarafından sevilmiyor. Cennet Hurması olarak da bilinen hurmanın  kalp ve damar hastalıklarına iyi geldiği,sindirim sistemini güçlendirdiği, kansızlığa iyi geldiği ve kolestrolü düşürdüğü belirtiliyor.

Sağlık deposu bu meyveyi ne yazık ki kızım da sevmediği için hurma bizim evde şekilden şekile girmektedir. Bu tatlı da kızıma hurmayı yedirmek için yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan bir tatlıdır ve kızımın favorileri arasındadır. Hurma sevmeyen çocuklara ve tabi ki büyüklere hurmayı yedirmek için bu tatlıyı  güzel bir alternatif olarak siz de deneyebilirsiniz.
Afiyet olsun.
Malzemeler:
2 adet olgun Trabzon hurması
1,5 su bardağı toz şeker
1,5 su  bardağı un
5 su bardağı su
yarım tatlı kaşığı tarçın
dövülmüş fındık
Hazırlanışı:
Ayıklanıp çekirdekleri çıkarılıp, kabukları soyulan hurmalar blender ile püre haline getirillir. Püre halindeki hurma, un, tozşeker, su bir tencereye konulur ve mikser ile iyice çırpılır. Orta derece ateşte yavaş yavaş karıştırılarak pişirilir. Hafif kaynamaya başlayınca tarçın  eklenir ve karıştırılır. Koyulaşıp, muhallebi kıvamına gelince altı kapatılır ve kaselerin yarısına kadar boşaltılır. Üzerine dövülmüş fındık konulur (istediğiniz miktarda koyabilirsiniz) Üzerine tekrar karışım dökülür. Hafif ılınınca buzdolabına konulur ve iyice soğuması beklenir. İyice soğuyunca buzdolabından çıkarılır ve  soğuk olarak servis edilir.
AFİYET OLSUN


7 Kasım 2012 Çarşamba

Etli Bulgur Pilavı


Herkese güzel bir akşam dilerim. Havalar soğuduğu için artık yavaş yavaş daha fazla  karbonhidratlı yiyeceklere ihtiyacımız artacak. Zengin bir karbonhidrat deposu olan bulgur aynı zamanda lif bakımından da oldukça zengindir. İçerdiği B1 vitaminleri, sinir ve sindirim sistemi  için  faydalıdır. Doymamış yağa sahip olup,toplam yağ oranı düşük olduğu için sağlıklı bir besindir. Kolestrol içermez. Pilav yapacağım zaman mümkün olduğunca bu sağlık deposu besini kullanmaya çalışıyorum.  Her türlü sebzenin, bakliyatın  çok yakıştığı bulguru bugün etli olarak yaptım. Afiyet olsun.
Malzemeler: (6 kişilik)
2 su bardağı pilavlık bulgur
250  gr.kuşbaşı dana eti
3 su bardağı sıcak su
1 adet orta boy soğan
1 yemek kaşığı salça
3 yemek kaşığı zeytinyağı
tuz
Hazırlanışı:
Et küçük bir tencerede suyunu salıp, yeniden çekene kadar kavrulur. Üzerini geçecek kadar su eklenir ve yumuşayıncaya kadar pişirilir. Zeytinyağı bir tencerede ısıtılır, içine küçük küçük doğranmış soğan eklenir ve kavrulur. Üzerine salça ve yıkanmış, süzülmüş bulgur eklenir. Birkaç dakika kavrulduktan sonra sıcak su ve pişmiş et ilave edilir. Tuzu konulur, tencerenin kapağı kapatılıp kısık ateşte pişmeye bırakılır. Suyunu tamamen çekince tencerenin üstüne kağıt havlu konulup, kapağı kapatılır. 10 dak. demlendikten sonra servis tabağına alınır ve sıcak olarak servis yapılır.
AFİYET OLSUN.

6 Kasım 2012 Salı

Barselona (3)


Barselona’nın tamamını görmenin en güzel yolu Montjuic Tepesi’ne çıkmaktır. Buradan tüm şehir ayaklarınızın altına serilir. Katalanca Montjuic “Yahudi Tepesi” anlamına geliyor.





Montjuic, 1992 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapması için büyük çaplı yenilemelerden geçirilmiştir. Örneğin; 1929 yılında inşa edilmiş olan Estadi Olímpic Stadyumu yenilenmiş ve Anella Olimpica (Olimpiyat Halkası) adıyla Olimpiyat’ın görkemli açılış ve kapanış törenine ev sahipliği yapmıştır. Burada Olimpiyat stadını, olimpiyat parkını görebilirsiniz.









Montjuic Tepesi’nden sonra Christof Colomb Meydanına ve oradan da  sahile inebilirsiniz.








Sahilde olimpiyat köyü, olimpiyat oyunları sırasında kurulmuş çok bakımlı ve temiz bir sahil şeridi, yaklaşık on adet birbirinden güzel halk plajı,  sayısız bar, restoran, kafe, devasa bir balık heykeli (altın balık) ve iki tane gökdelen bulunmaktadır.







Barselona mimari eserler cennetidir. Dünyanın en fazla turist çeken eserlerinden biri olan  “La Sagrada Familia” Ünlü mimar Gaudi tarafından yapılan ve  hala bitirilmemiş bir katedral’dır. Sagrada Familia’nın kelime anlamı “kutsal aile” dir. Bu katedral dini bir tapınaktır. Yapımına 1882 yılında başlanan ve hâlen tamamlanamamış olan bu katedral Barselona’nın simgesi olan yapılardan biridir. Yapıya damgasını vuran mimar Antoni Gaudi’dir. 1883’te katedralin yapımını üstlenmesinin ardından hayatını ölene dek bu yapıyı tamamlamaya adamıştır. Gaudi, 40 yıl boyunca bu proje için çalıştıktan sonra 1926’da öldüğünde, toplamda 18 kuleden oluşması planlanan neo-gotik tarzdaki katedralin sadece bir kulesini ve doğuya bakan Nacimiento cephesini tamamlayabilmiştir




Tamamen halkın yaptığı bağışlarla bugüne kadar gelebilen binanın yapımı hâlen bağışlarla devam etmektedir.Katedralin  kulelerinin ince detayları, binanın dış yüzeyindeki işlemeler ve detaylı işçilik bu yapıyı mimari açıdan eşsiz kılmaktadır. La Sagrada Familia’nın her ayrıntısı bir sembol taşır. Gaudi’nin bütün eserleri Hristiyan semboller ve doğadan esinlenilmiş figürler ihtiva eder ama bunun en yoğun örneği Sagrada Familia’dır. Bu yapıda İsa’nın hayatı ve ona inanışın tarihi ufak ayrıntılarla sembolize edilir. Yapının tamamlandığında 18 adet birbirinden farklı yüksekliklerde olması planlanan kulelerinden; merkezdeki İsa’yı, apsid üzerindeki Meryem’i, dördü İncil Yazarları’nı ve on ikisi de Havarileri sembolize eder. Mimari mükemmeliğinin yanı sıra yapının süslemesine de büyük önem verilmiştir, özellikle heykeller oldukça dikkat çekicidir




Çevresinde hâlen iskeleleri duran fakat yapımı tamamlanan kulelere çıkıp bu devasa yapıdan Barselona manzarası izlenebilmektedir. Gaudi’nin ölümünden sonra katedralin yapımına bir süre ara verilmiş ama daha sonra farklı mimarlarla yapının inşasına devam edilmiştir, fakat Gaudi’den geriye çok az plan kaldığı için yapıyı onun tarzında devam ettirmek oldukça zorlu ve tartışmalı olmuştur. Zorluklara rağmen yapımı devam eden binanın Gaudi’nin ölümünün 100. yıldönümü olan 2026 yılına yetiştirilmesi planlanmaktadır. Yapının bitmiş hâlinin nasıl olacağını görebileceğiniz modeller ise müzede sergilenmektedir. Gaudi’nin mezarı günümüzde Sagrada Familia’nın zemin katında bulunmaktadır. Burada ayrıca Gaudi’nin heykellerinin ve çalışmalarının sergilendiği bir müze de vardır.




Barselona'da en ünlü yerlerden biri de Park Guell'dir.Guell ailesinin soyluluk göstergesi olarak Gracia bölgesinde Gaudi’ye yaptırdığı Park Guell, şehrin en büyük parklarından biridir. Şehrin ortasında olmasına rağmen doğayla içiçe bir atmosfer yaratılması için satın aldığı 6 hektarlık arazide, Eusebi Guell, tasarımla ilgili her şeyi Gaudi’ye bırakmış ve Gaudi tam 14 yıl sadece bu park için çalışmış. Ama parkın bugünkü tasarımında Josep Maria Jujol’un katkısını da göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Park Guell içerisinde sıradışı taş yapılar, sütunlar, Gaudi’ye özgü kıvrımlar ve seramik parçalarından yapılmış mozaikler bulunmaktadır.




Parkın ana girişinde, büyük bir ejderha heykelinden yapılmış çeşme ziyaretçileri karşılar. Bu ejderha Gaudi tarzı mozaiklerle süslenmiştir .








Bu çeşmenin her iki yanında masal evlerine benzeyen, renkli ve kubbeli iki yapı bulunur. Bu yapılardan birinin mavi- beyaz mozaiklerle süslenmiş ilginç bir kulesi vardır. 







Parka girildiğinde bir avlu ve merdivenler karşınıza çıkar. Bu merdivenler sizi 86 adet sütunun bulunduğu hole (Salo de les Cent Columnes) çıkarır. Bu devasa sütunlar parkın asıl meydanını destekler. Burada, tavandaki mozaik süslemeler oldukça dikkat çekicidir. 







Parkı dolaşmak için kıvrımlı yürüyüş yollarından yürünür. Bu yolların inşasında da farklı yöntemler kullanılmıştır. Örneğin; yolları desteklemek için bazı taş sütunlar kullanılmıştır ama bu taşlar, parkın doğallığını bozmamak için, ağaç gövdelerine benzetilmiştir










Park, Unesco  Dünya Mirasları arasında yerini almaktadır. Sütunların desteklediği meydan Barselona’ya tepeden bakan bir balkon gibidir. Burada Gaudi’nın dalgalı tasarımlı ve mozaiklerle süslü rengârenk bankları bulunur. Bu oldukça büyük meydanda kültürel etkinlikler de düzenlenir. Park, bu meydanı merkez alarak genişlemiştir.










 Parkın içinde tamamlanmış 5 villa vardır ve bunlardan birinde Gaudi, ailesi ile birlikte uzun yıllar yaşamıştır. Bugün burası Gaudi’nin eşyalarının ve kendi tasarladığı mobilyaların sergilendiği bir müze olarak kullanılmaktadır. 





Tam anlamıyla bir açıkhava müzesi olan Barselona'nın ünlü  Casa  Mila, Casa Batllo, Picasso Müzesini  gezmeye ve meşhur Flemenko  Dansını izlemeye bir sonraki postumda devam edeceğiz.
Hoşcakalın.