Barselona’nın tamamını görmenin en güzel yolu Montjuic Tepesi’ne çıkmaktır. Buradan tüm şehir ayaklarınızın altına serilir. Katalanca Montjuic “Yahudi Tepesi” anlamına geliyor.
Montjuic, 1992 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapması için büyük çaplı yenilemelerden geçirilmiştir. Örneğin; 1929 yılında inşa edilmiş olan Estadi Olímpic Stadyumu yenilenmiş ve Anella Olimpica (Olimpiyat Halkası) adıyla Olimpiyat’ın görkemli açılış ve kapanış törenine ev sahipliği yapmıştır. Burada Olimpiyat stadını, olimpiyat parkını görebilirsiniz.
Montjuic Tepesi’nden sonra Christof Colomb Meydanına ve oradan da sahile inebilirsiniz.
Sahilde olimpiyat köyü, olimpiyat oyunları sırasında kurulmuş çok bakımlı ve temiz bir sahil şeridi, yaklaşık on adet birbirinden güzel halk plajı, sayısız bar, restoran, kafe, devasa bir balık heykeli (altın balık) ve iki tane gökdelen bulunmaktadır.
Barselona mimari eserler cennetidir. Dünyanın en fazla turist çeken eserlerinden biri olan “La Sagrada Familia” Ünlü mimar Gaudi tarafından yapılan ve hala bitirilmemiş bir katedral’dır. Sagrada Familia’nın kelime anlamı “kutsal aile” dir. Bu katedral dini bir tapınaktır. Yapımına 1882 yılında başlanan ve hâlen tamamlanamamış olan bu katedral Barselona’nın simgesi olan yapılardan biridir. Yapıya damgasını vuran mimar Antoni Gaudi’dir. 1883’te katedralin yapımını üstlenmesinin ardından hayatını ölene dek bu yapıyı tamamlamaya adamıştır. Gaudi, 40 yıl boyunca bu proje için çalıştıktan sonra 1926’da öldüğünde, toplamda 18 kuleden oluşması planlanan neo-gotik tarzdaki katedralin sadece bir kulesini ve doğuya bakan Nacimiento cephesini tamamlayabilmiştir
Tamamen halkın yaptığı bağışlarla bugüne kadar gelebilen binanın yapımı hâlen bağışlarla devam etmektedir.Katedralin kulelerinin ince detayları, binanın dış yüzeyindeki işlemeler ve detaylı işçilik bu yapıyı mimari açıdan eşsiz kılmaktadır. La Sagrada Familia’nın her ayrıntısı bir sembol taşır. Gaudi’nin bütün eserleri Hristiyan semboller ve doğadan esinlenilmiş figürler ihtiva eder ama bunun en yoğun örneği Sagrada Familia’dır. Bu yapıda İsa’nın hayatı ve ona inanışın tarihi ufak ayrıntılarla sembolize edilir. Yapının tamamlandığında 18 adet birbirinden farklı yüksekliklerde olması planlanan kulelerinden; merkezdeki İsa’yı, apsid üzerindeki Meryem’i, dördü İncil Yazarları’nı ve on ikisi de Havarileri sembolize eder. Mimari mükemmeliğinin yanı sıra yapının süslemesine de büyük önem verilmiştir, özellikle heykeller oldukça dikkat çekicidir
Çevresinde hâlen iskeleleri duran fakat yapımı tamamlanan kulelere çıkıp bu devasa yapıdan Barselona manzarası izlenebilmektedir. Gaudi’nin ölümünden sonra katedralin yapımına bir süre ara verilmiş ama daha sonra farklı mimarlarla yapının inşasına devam edilmiştir, fakat Gaudi’den geriye çok az plan kaldığı için yapıyı onun tarzında devam ettirmek oldukça zorlu ve tartışmalı olmuştur. Zorluklara rağmen yapımı devam eden binanın Gaudi’nin ölümünün 100. yıldönümü olan 2026 yılına yetiştirilmesi planlanmaktadır. Yapının bitmiş hâlinin nasıl olacağını görebileceğiniz modeller ise müzede sergilenmektedir. Gaudi’nin mezarı günümüzde Sagrada Familia’nın zemin katında bulunmaktadır. Burada ayrıca Gaudi’nin heykellerinin ve çalışmalarının sergilendiği bir müze de vardır.
Barselona'da en ünlü yerlerden biri de Park Guell'dir.Guell ailesinin soyluluk göstergesi olarak Gracia bölgesinde Gaudi’ye yaptırdığı Park Guell, şehrin en büyük parklarından biridir. Şehrin ortasında olmasına rağmen doğayla içiçe bir atmosfer yaratılması için satın aldığı 6 hektarlık arazide, Eusebi Guell, tasarımla ilgili her şeyi Gaudi’ye bırakmış ve Gaudi tam 14 yıl sadece bu park için çalışmış. Ama parkın bugünkü tasarımında Josep Maria Jujol’un katkısını da göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Park Guell içerisinde sıradışı taş yapılar, sütunlar, Gaudi’ye özgü kıvrımlar ve seramik parçalarından yapılmış mozaikler bulunmaktadır.
Parkın ana girişinde, büyük bir ejderha heykelinden yapılmış çeşme ziyaretçileri karşılar. Bu ejderha Gaudi tarzı mozaiklerle süslenmiştir .
Bu çeşmenin her iki yanında masal evlerine benzeyen, renkli ve kubbeli iki yapı bulunur. Bu yapılardan birinin mavi- beyaz mozaiklerle süslenmiş ilginç bir kulesi vardır.
Parka girildiğinde bir avlu ve merdivenler karşınıza çıkar. Bu merdivenler sizi 86 adet sütunun bulunduğu hole (Salo de les Cent Columnes) çıkarır. Bu devasa sütunlar parkın asıl meydanını destekler. Burada, tavandaki mozaik süslemeler oldukça dikkat çekicidir.
Parkı dolaşmak için kıvrımlı yürüyüş yollarından yürünür. Bu yolların inşasında da farklı yöntemler kullanılmıştır. Örneğin; yolları desteklemek için bazı taş sütunlar kullanılmıştır ama bu taşlar, parkın doğallığını bozmamak için, ağaç gövdelerine benzetilmiştir
Park, Unesco Dünya Mirasları arasında yerini almaktadır. Sütunların desteklediği meydan Barselona’ya tepeden bakan bir balkon gibidir. Burada Gaudi’nın dalgalı tasarımlı ve mozaiklerle süslü rengârenk bankları bulunur. Bu oldukça büyük meydanda kültürel etkinlikler de düzenlenir. Park, bu meydanı merkez alarak genişlemiştir.
Parkın içinde tamamlanmış 5 villa vardır ve bunlardan birinde Gaudi, ailesi ile birlikte uzun yıllar yaşamıştır. Bugün burası Gaudi’nin eşyalarının ve kendi tasarladığı mobilyaların sergilendiği bir müze olarak kullanılmaktadır.
Tam anlamıyla bir açıkhava müzesi olan Barselona'nın ünlü Casa Mila, Casa Batllo, Picasso Müzesini gezmeye ve meşhur Flemenko Dansını izlemeye bir sonraki postumda devam edeceğiz.
Hoşcakalın.
şimdilik belgeseller ve böyle güzel fotolarla avunuyoruz malesef :(umarım bir gün gitmek görmek de nasip olur..
YanıtlaSilCok guzel bir paylasim olmus tesekkurler ..
YanıtlaSilHep gitmek istemişimdir ama bir türlü kısmet olmadı inş gelecek seneye .
YanıtlaSil