15 Nisan 2013 Pazartesi

Madrid


Barselona'dan sonra Madrid'e geçiyoruz. Madrid'de ilk durağımız Boğa güreşi arenasının da içinde yer aldığı Las Ventas Meydanı. Dünyadaki en büyük boğa güreşi arenalarından biri olan Plaza de Toros'ta güreşler Mart ayında başlayıp, Ekim ayında sona eriyormuş. Çember şeklinde olan arenanın üç kapısı bulunuyor.  Bir kapıdan matadorlar, bir kapıdan boğalar içeri giriyormuş üçüncü kapıdan  ise öldürülen hayvanlar dışarı çıkarılıyormuş. 

İspanya'da matadorlar için en önemli şey arenanın ana kapısından hayvanı tek bir kılıç darbesiyle hiç acı çekmeden öldürüp  omuzlarda çıkmakmış. Arenanın önünde bu şekilde zafer kazanmış (zavallı bir hayvanı bu şekilde öldürmek nasıl bir zaferse?) bir matadorun heykeli bulunuyor.

Arenanın dışındaki duvarda  iki atlı sürücü arasında giden bir boğa sürüsü  canlandırılmış.



Eski yıllarda boğa güreşinde  yaralandıklarında iltihap kapan yaraları nedeniyle oldukça fazla matador hayatını kaybediyormuş. Aleksandr Fleming isimli İskoçlu bakteriyologun  1920'li yılların sonunda bulduğu  penisilin matadorların ölümcül yaralarını iyileştirip, hayatlarını  kurtarmış.  Arenanın önündeki alanda hayatlarını kurtaran bu ünlü bilim adamına  matadorların duydukları saygıyı  göstermek için   şapkasını çıkararak Fleming'in büstünü  selamlayan bir matador heykeli  yapılmış. 


Madrid'in en ünlü ve kalabalık yerlerinden biri Puerto del Sol Meydanı. İspanyanın resmi olarak merkezi kabul edilen sıfır kilometre noktası, bu meydandaki Belediye Binasının önündedir. Bu alan Madrid'de gelen her turist tarafından mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olup, çevresinde alışveriş yerleri, lokantalar bulunmaktadır. 

Meydanda  ağaca tırmanan bir ayı heykeli bulunmaktadır. Bu  heykel Madrid'in semboludür. Bir zamanlar Madrid ormanlık bir alanmış ve bolca ayı yaşarmış. Aynı zamanda ormanda bolca böğürtlen ağacı varmış. Ayılarda en fazla böğürtlen yemek için bu ağaçlara tırmanırmış. İşte bu  nedenle bu heykel yapılmış ve şehrin sembolü olmuş.

Sanatın, tarihin içiçe olduğu Madrid'de görülmesi gereken yerlerden biri de İspanya Meydanı(Plaza Espana)'dır. Eskiden ordu tarafından karargah olarak kullanılan bu alanda şimdi Cervantes, Donkişot ve Sanço Panço'nun heykellerinin olduğu yemyeşil bir park, meydan bulunuyor. Elli yıl öncenin en büyük binası olan Zürafa Gökdeleni de burada bulunuyor. 


Cervantes'in ünlü Don Kişot kitabı dünya üzerinde İncil'den sonra birçok lisana çevrilerek en çok  basılan  eser olarak tescillenmiş. Meydanda Cervantes oturur vaziyette. Bir alt kademede de eserinin kahramanları Don Kişot, Sanço Panço ve hayvanları bulunuyor.

Madrid' deki en önemli eserlerden biri de Plaza de Cibeles Meydanındaki  Bereket Tanrıçası Kibele'nin heykeli ve çeşmesidir.

Kibele Eros'un annesi Bereket Tanrıçası'dır. Bu heykel Madrid'in en sevilen  sembollerindendir. Bereket Tanrıçası iki aslan tarafından çekilen bir arabada otururken tasvir edilmiş. Kibele elinde bir asa tutar. Vahşi aslanların arabayı çekmesi Kibele'nin  tanrıçalığını simgeler. Real Madrid takımı bu çeşmeyi uğur sayarmış ve her kupa aldıklarında futbolcular  taraftarlarıyla beraber bu çeşmeye gelirmiş.
Madrid'in en büyük ve ünlü meydanlarından biri de Plaza Mayor( Büyük Meydan)dır. Bu meydan kare bir avlu etrafında düzenlenmiş 136 binadan oluşmaktadır. 1619 yılında krallığa prestij sağlayacak bir alışveriş merkezi olarak inşa edilmiş. Günümüzde çeşitli dükkanlar ve atölyelerden oluşan çok güzel bir ortamı bulunmaktadır. Festivaller, konserler  için kullanılan bu alanın etrafında yer alan sokaklarda pekçok bar, restorant yer almaktadır. Alanın ortasında Kral  III. Philip'in at üstünde bir heykeli bulunmaktadır.(Biz oradayken bir konser için meydana sahne kuruluyordu bu nedenle çok yaklaşamadık ve   meydanın resmini tam çekemedik)






Plaza Mayor'un hemen yakınındaki Mercado San Miguel'de ilginç bir yer. Her tarafı camlarla çevrili bir tür pazar yeri. İçinde bir sürü restorant, cafe ve manav var. İsterseniz  birşeyler  alıp hemen orada yiyorsunuz, isterseniz daha sonra yemek üzere alıp gidiyorsunuz. 

Madrid ile ilgili bilgilere bir sonraki postta devam etmek üzere burada kesiyor ve sizleri Madrid'ten çeşitli görüntülerle başbaşa bırakıyorum.
Parlemento Binası

Madrid'in en büyük bulvarı olan Gran Via'da yer alan Metropolis Binası
Madrid şehir turu yapabileceğiniz  tur otobüsleri









3 yorum:

Handan dedi ki...

Sabah sabah bir Madrid turu yaptım ne güzel :)

CANAN TURHAN dedi ki...

Ne kadar da güzel anlatmışsınız, şehir rehberi gibi :) Bir gün gidersem mutlaka önce sizin yazınızı okuyup deneyimlerinizden faydalanacağım....

çeşnici Handan dedi ki...

Yorumlarınız için teşekkürler.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...