28 Mayıs 2012 Pazartesi

Enginar Salatası

Yazın en sevdiğim sebzelerin başında tartışmasız enginar gelir. Çoğu kişi bu sebzeyi ne yazık ki sevmiyor ama sağlığımıza bu kadar faydalı ve lezzetli olan enginarı tezgahlarda olduğu müddetçe soframdan eksik etmem. Klasik zeytinyağlı enginar  şekli dışında enginar kalpli patates salatası ve enginar yatağında karides  gibi farklı tariflerle de tükettiğim enginarın bugün yeşillikler dolu salatası var soframızda. Afiyet olsun.
Malzemeler:
2 adet enginar
1 su bardağı  mantar (dilimlenmiş)
1 demet maydanoz
1 demet dereotu
Sosu için
1 limonun suyu
Zeytinyağı
Tuz 
Hazırlanışı:
Ayıklanmış enginarlar limonlu suda hafifçe  haşlanır  ve iri iri doğranır. Haşlanmış mantarlar da doğranır. Enginarlar, mantarlar bir kaba alınırlar üzerlerine ince ince kıyılmış dereotu ve maydanoz da eklenir. Diğer tarafta zeytinyağı, limonsuyu ve tuz iyice karıştırılıp salatanın sosu hazırlanır. Sos salataya dökülür ve iyice karıştırılıp harmanlanır. Salata servis tabağına alınıp, servis yapılır.
AFİYET OLSUN.

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Malatya -Beşkonaklar

                  Fotograf  www.beskonaklarmalatyamutfagi.com.tr  'den  alınmıştır.
Malatya’nın çok geniş ve özel bir mutfak kültürü, geniş bir yemek yelpazesi var ama ne yazık ki bunu yeterince   bilmiyoruz.  Malatya mutfağı ülkemizin  en zengin ve en lezzetli mutfaklarından biri.  Pekçok farklı  köfte yemeği, çeşitli   çorbası, sebze yemekleri, hamur işleri ve tatlıları   Malatya mutfağının  en önemli özelliklerinden. Malatya mutfağında  ana malzeme bulgur. Hem envai çeşit bulgur var, hem de bulgur yemeği. Malatyalılar  ortalama 100′den fazla bulgur yemeklerinin ve köfte çeşitlerinin olduğunu söylüyorlar. Ama  bence Malatya mutfağının en büyük özelliği yapraktan yapılan yemekler. Malatyalılar koyunun yediği her yapraktan yemek yaptıklarını belirtiyorlar kavak yaprağı hariç  zaten kavak  yaprağını koyun da yemezmiş.  Özellikle ayva yaprağı, kiraz yaprağı, dut yaprağı, fındık yaprağı ve fasulye yaprağıyla ince ince sigara gibi sarılıp, hafif ekşi ayranla pişirilen üzerine de tereyağında karamelize edilmiş kuru soğan-pul biber sosu eklenerek afiyetle yenen yaprak köftesi muhteşem.

Malatya’da bu güzel lezzetleri tatmak isterseniz size Beş Konakları öneririm. Bu konağın meşhur lezzetleri yanında ilginç de bir hikayesi var.

Yaklaşık 150 yıllık geçmişi olan Beşkonaklar,
tarihi sivil mimari örneklerinin yer aldığı Sinema Caddesi’nde bulunuyor. Restorasyon gören Beşkonaklar adlı sıra evlerde turizm ofisi, bir etnografya müzesi ve yöresel yemekler yapan bir lokanta bulunuyor.
Malatya Evleri olarak da bilinen yan yana beş konağın restorasyonu tamamlandıktan sonra, içlerinden biri “Malatya Mutfağı” olarak işletilmek üzere açık artırmayla ihale edildi. İhaleyi Umut Sözen kazandı. Sözen, konakta geçmişte ailesinin yaşadığını bu ihale sayesinde öğrendi.
Umut Sözen. “İhale açılınca konağa incelemeye gittiğimizde babam, bu evde doğduğunu söyledi. Hemen eyvana, yani konağın bahçesine baktı. Dut ağacını görünce duygulandı. Bu ağacı babam dikmişti, dedi. Millet olarak gittiğimiz yerleri mamur etmeye çalışırız. Bu odada 1947 yılında babam doğmuş, 1949 yılında halam dünyaya gelmiş. Sonra amcalarım dünyaya gelmiş. Dedemin Kışla Caddesi’nde yorgancı dükkânı varmış. Bir odada karı koca, dört çocuk yıllarca yaşamışlar.  Dedem 1982’de vefat etti. Geçenlerde babaannem konağa geldi, gözleri doldu. O yıllarda ikinci katta ağır ceza reisi Ali Rıza Bey yaşarmış. TV’nin olmadığı çağda, yatsı namazından sonra komşularla bir araya gelinip sohbet edilirmiş. Babam, halam, amcalarım pencere kenarlarında gün ışından faydalanıp ders çalışırmış. Beşkonaklar bütün Malatya için özel, ama bizim için ayrıca özel. Geleneksel kerpiç yapılardan elimizde sadece Beşkonaklar kaldı.” diyor.

İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmasına karşın, hizmet sektörünü tercih eden Sözen, konağın her salonunu farklı bir yaklaşımla dekore ettirdi. Dedesinin kiracı olduğu odaya şark köşesi yaptırdı. Bahçede ve üst kattaki iki odada daha modern bölümler oluşturuldu. Şark köşesinde yemekler tepsilerde, bakır kaplarda, diğer odalarda porselen tabaklarda sunuluyor. Arka tarafta oldukça geniş bir bahçesi var. Temiz ve nezih bir mekan. Çalışanlar ise güler yüzlü ve hızlı.(bilgilerin bir kısmı Internet'ten alınmıştır)
Gelelim bu güzel mekanda tadabileceğiniz ve denemenizi önerdiğim lezzetlere.

Sofraya ilk olarak Malatya yöresel çorbalarından Gendime Çorbası (Yoğurtlu Çorba) geliyor. Dövme (gendime), nohut, fasulye,  yoğurt ve kuru nane ile yapılan bu çorba başlangıç için güzel bir seçim.

Ardından Ispanaklı Tarhana çorbası ve tandır ekmeği geliyor. Tarhan ile ıspanağın birleşimi ve nefis tandır ekmeği nefis bir uyum gösteriyor.


Çorbaların ardından gelen tabak insanı şaşırtıyor. Tabakta tadımlık  olarak  İçli köfte, analı kızlı, ekşili kiraz yaprağı sarması ve  ıspanaklı ekşili köfte geliyor. Özellikle hayatımda ilk defa yediğim ve tadına bayıldığım  kiraz yaprağı sarması muthiş. Haşlanan kiraz yaprağının içine yarma konulup yapraklar  sigara sarar gibi incecik sarılıyor ve normal  yaprak  sarma gibi pişiriliyor. Diğer tarafta yoğurt ve yumurta sarısı ve un ile yemeğin terbiyesi hazırlanıyor. Yavaş yavaş yemeğe ekleniyor birlikte bir iki taşım kaynatılıyor. Tavada yemeklik doğranmış soğan tereyağında kavruluyor ve tabağa alınan bol sulu sarmaların üzerine  pul biber ile beraber dökülüp servis yapılıyor.  


Tadımlıklar ardından Malatya'nın meşhur Kağıt Kebabı geliyor. 

Güzel yemeklerin ardından tabi ki kayısı tatlısı geliyor.
Kapanış tabi ki nefis bir Türk kahvesi ile oluyor.
Yolunuz Malatya'ya düşerse ya da güzel Malatya tatlarını denemek isterseniz mutlaka Beş Konaklar Malatya Mutfağına uğrayın derim. Hem nefis lezzetleri tadıp hem de konağın o güzel atmosferini yaşayın.

Sinema Cad. Beşkonaklar No: 13 / Malatya
(0422) 326 00 51


www.beskonaklarmalatyamutfagi.com.tr 

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Tel Kadayıf Böreği

Başta evimizin genci kızım Ceren'in olmak üzere tüm gençlerin ve hepimizin "19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı "nı kutlarım. İlk defa Refika'nın Mutfağında gördüğüm ve çok sık yaptığım  Tel Kadayıf Böreği kısa zamanda farklı börek yapmak isteyenler için güzel bir alternatif olabilir. Afiyet olsun.
Malzemeler: (4 kişilik)
300 gr. tel kadayıf
2 büyük parça dil peyniri
2 yumurta
1 yemek kaşığı yoğurt
yarım çay bardağı süt
3 yemek kaşığı zeytinyağı
tuz
karabiber
Hazırlanışı:
Dil peyniri tel tel ayrılır. Yumurtalar bir kaseye kırılır. Yoğurt, süt, zeytinyağı, tuz ve karabiber yumurtaya eklenir  hepsi karıştırılıp, çırpılır. Kadayıf bu sosa batırılır ve iyice harmanlanır. Sosla iyice ıslatılan kadayıfın yarısı yağlanmış tavaya yayılır.Üzerine tel tel ayrılan peynir dizilir. Kalan kadayıf peynirin üzerine tamamen kapatılır. Tavada tek tarafı pişince bir tabak yardımı ile ters çevrilir ve diğer tarafı da pişirilir. İki tarafı da pişen börek dilimlenip sıcak sıcak servis edilir.(Tarif Lezzet Dergisinden alınmıştır)
AFİYET OLSUN

13 Mayıs 2012 Pazar

Anneler Günü Kutlu Olsun


Herkese mutlu Pazarlar dilerim. Başta annemin olmak üzere tüm annelerin Anneler Gününü kutlarım.

Blogumda Anneler Gününe özel gelenekselleşen; Hayatın bana en güzel armağanı olan ve blogumun tüm resimlerini çeken sevgili kızımın Anneler Günü için bana çektiği fotoğrafları  mutluluk ve bahar sevinci vermesi amacıyla tüm annelere armağan ediyorum.
Sevgiler.




9 Mayıs 2012 Çarşamba

Fettucini Alfredo

Haftasonu Fettucini Alfredo yaparken geçen yaz İtalya Roma'da gittiğimiz Alfredo Restoranı ve orada yediğimiz makarna aklıma geldi. Henüz İtalya seyahatimi yayınlamadığım için (umarım bu sene bitmeden vakit bulup yaynlarım) bu restoranın hikayesini sizlerle paylaşamadım ve  daha fazla beklemeden bu vesile ile hem bu makarnanın hem de restoranın hikayesini anlatmak istedim.

Sinyor Alfredo, 1914 yılında doğum yaptıktan sonra sağlığı bozulup iştahı kesilen eşine yemek yedirmek için mutfağa girer ve ileride kendi adını alıp  tüm dünyaya nam salacak meşhur makarnayı yaratır. Roma'daki restoranında kendi hazırladığı makarnasıyla bir anda meşhur olan Alfredo'nun fotoğrafları günümüzde halen restoranın duvarlarında bulunmaktadır.  
Kıvrık uzun bıyıkları ile ilginç  ve neşeli bir kişi olan Alfredo'nun ünü kısa sürede tüm dünyaya yayılır. Gelen konuklarına kendi elleri ile makarnayı karıştırıp, yediren Sinyor Alfredo'nun  restoranı ünlülerin uğrak yeri olur. Bir Hollywood yıldızı olan  Douglas Fairbanks'ın yolu balayı için geldiği Roma'da bu lokantaya düşer. Burada yediği makarnayı çok seven ve Roma'da kaldığı süre içerisinde  sürekli burada makarna yiyen Fairbanks ülkesine dönünce, altın bir çatal-kaşık yaptırıp Sinyor Alfredo'ya gönderir. İşte o günden beri  Alfredo'nun simgesi o altın çatal-kaşık olur.
Lokantanın dört bir yanı ünlü ziyaretçilerin fotoğraflarıyla dolu. ( Sakıp Sabancı'nın da fotoğrafı bulunmaktadır) Aralarında yerli yabancı siyasetçiler, iş adamları ve dünyaca ünlü sanatçıların yer aldığı geniş bir müşteri portföyüne sahip olan ve ailenin 4. kuşağı tarafından işletilen  Alfredo Restoran, adeta bir  müzeyi andırmaktadır. Bir asırdır özenle koruduğu atmosferi ile Roma'da başlı başına bir tarih olarak durmaktadır.



Eğer yolunuz Roma'ya düşerse  Fettucini Alfredo'nun orjinalini kendi yerinde yemek için mutlaka Alfredo'ya gitmenizi öneririm. Bu kadar anlatımdan sonra sizlere gerçek Fettucini Alfredo tarifini de vermeden postunu bitirmek istemiyorum.  Farklı versiyonları yapılan bu makarnanın orjinalinde  et, tavuk gibi hiçbir ek malzeme olmayıp, maydanoz gibi renk veren sebzeler bulunmamaktadır.
Malzemeler:
1 paket fettucini makarna
1 kutu krema (100 gr.)
3 çorba kaşığı tereyağ
200 gr rendelenmiş parmesan peyniri
Tuz
Hazırlanışı
Makarna  tuzlu suda paketin üzerinde yazan süre kadar haşlanır ve süzülür.  Bir tavada tereyağı eritilir ve içine kremayı konulur ve birlikte 5 dakika karıştırılarak pişirilir. Tavaya rendelenmiş  parmesan peyniri ve tuz eklenir bir iki karıştırılır ve altı kapatılır. Makarna sosun içine dökülür ve iyice karıştırılır. Makarna ile sos iyice harmanlanınca makarna servis tabağına alınıp, sıcak olarak servis edilir.
AFİYET OLSUN.
NOT: Postun en başındaki makarna fotoğrafı Alfredo Restoranda yediğimiz makarnanın fotoğrafıdır.

8 Mayıs 2012 Salı

Çok Yönlü Blogger Ödülü

Sevgili Nes-Kayfee, Lezzetli Sanatlar, Bir Kase Lezzet, Mahzun Prenses, Mutfaktaki Acemi, Pastaeli ve Anneannenin emekleri,   beni "Çok Yönlü Blogger" ödülüne layık görmüşler. Hepsine çok teşekkür ederim. Ben de bu ödülü beni takip eden tüm blogger'lara gönderiyorum.

Sevgilerimle.